Işık
Topu'nun masalını bilir misiniz? Bildiğinizi sanmıyorum. O masal, yağmurlu bir
gecede, ıssız bir sokağı turuncu ışığıyla aydınlatmaya çalışan uzun bir direğin
tepesindeki Işık Topu yazdı. Yazdıktan sonra Güneş açtı, bir daha hiç gece
olmadı. Fakat Işık Topu geceleri işe yarardı sadece, turuncu ışığına kimsenin
ihtiyacı kalmamıştı artık. Kendini işe yaramaz hissediyordu Işık Topu, çok
sıkılıyordu. Güneş hiç batmadı. Işık Topu ise sıkıntıdan patladı. Bir daha
yanamadı, yansa da kimse fark etmiyordu zaten. Masalını bir tek ben biliyorum.
Rüyamda anlattı bana.
Rüyamda o sokaktaydım. Tepesinde olduğu
direğin altına oturmuştum, turuncu ışığı sokağı aydınlatıyordu. Yağmur
yağıyordu, kırık asfaltın çukurunda birikmiş su birikintilerine seyrek bir
şekilde damlayan yağmur damlalarını izliyordum. Aynı şekilde gözlerimden de
seyrek bir şekilde akıyordu damlalar. Turuncu ışığı sadece sokağı değil, içimi
de aydınlatıyordu. Birden bir ses duydum, kulaklarımdan silinmeyen bir ses.
''Sana bir masal anlatacağım!'' dedi bana. Yağmur durdu birden, Güneş gözüktü
tepeden. Bulutlarla birlikte gözlerimden akan duygu suyu da durdu.
''Dinliyorum...'' dedim gülümsemeyle, ayağa kalkıp kafamı kaldırdım.
‘’Güneş’in hiç batmadığı bir kent, kentin
zindanında ise Güneş’ten bi’haber birisi. Onu oraya kapatan aşkı ise kentin en
güzeli. O güzellik aydınlığın, zindandaki ise karanlığın kendisi. Karanlık ile
aydınlık, umut ile umutsuzluk birbirine aşık. Sebebi zıtlık mı, yoksa karanlık
mı bilinmez, söz konusu olan bir ulaşılamamazlık...’’
O anlattıkça içim huzurla doluyor, tarifi
mümkün olmayan bir mutlulukla onu dinliyordum. Yüzümdeki saf gülümseme hiç
gitmiyordu. Devamını anlatmayı isterdim fakat yapamam. Bu Işık Topu’nun
özelidir, her hayal, kuran kişinin özelidir. Anlatmam terbiyesizlik olur. Masal
bitince heyecandan olsa gerek, gülen bir dudak ve yanağımdan akan bir salya ile
uyanmıştım. Görüşürüz bile diyemedim, birkaç gece sonra patladığını duydum.
Fakat bu öykü, yazdığım bu şey, bu masaldan
yola çıkılarak yazıldı. Aydınlığın karanlığa ihtiyacı vardır, hiçbir zaman teki
yetmez bize. Etraf kararmadığı sürece aydınlık olmaz.
‘’Tıpkı
gece gibi karanlığı aydınlatacak, aydınlığı karartacak.’’
Lena’ya ve Işık Topu’na selam olsun!
Selam!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder