16 Ekim 2018 Salı

Işık Topu'nun Masalı


Işık Topu'nun masalını bilir misiniz? Bildiğinizi sanmıyorum. O masal, yağmurlu bir gecede, ıssız bir sokağı turuncu ışığıyla aydınlatmaya çalışan uzun bir direğin tepesindeki Işık Topu yazdı. Yazdıktan sonra Güneş açtı, bir daha hiç gece olmadı. Fakat Işık Topu geceleri işe yarardı sadece, turuncu ışığına kimsenin ihtiyacı kalmamıştı artık. Kendini işe yaramaz hissediyordu Işık Topu, çok sıkılıyordu. Güneş hiç batmadı. Işık Topu ise sıkıntıdan patladı. Bir daha yanamadı, yansa da kimse fark etmiyordu zaten. Masalını bir tek ben biliyorum. Rüyamda anlattı bana.
 Rüyamda o sokaktaydım. Tepesinde olduğu direğin altına oturmuştum, turuncu ışığı sokağı aydınlatıyordu. Yağmur yağıyordu, kırık asfaltın çukurunda birikmiş su birikintilerine seyrek bir şekilde damlayan yağmur damlalarını izliyordum. Aynı şekilde gözlerimden de seyrek bir şekilde akıyordu damlalar. Turuncu ışığı sadece sokağı değil, içimi de aydınlatıyordu. Birden bir ses duydum, kulaklarımdan silinmeyen bir ses. ''Sana bir masal anlatacağım!'' dedi bana. Yağmur durdu birden, Güneş gözüktü tepeden. Bulutlarla birlikte gözlerimden akan duygu suyu da durdu. ''Dinliyorum...'' dedim gülümsemeyle, ayağa kalkıp kafamı kaldırdım.
 ‘’Güneş’in hiç batmadığı bir kent, kentin zindanında ise Güneş’ten bi’haber birisi. Onu oraya kapatan aşkı ise kentin en güzeli. O güzellik aydınlığın, zindandaki ise karanlığın kendisi. Karanlık ile aydınlık, umut ile umutsuzluk birbirine aşık. Sebebi zıtlık mı, yoksa karanlık mı bilinmez, söz konusu olan bir ulaşılamamazlık...’’
 O anlattıkça içim huzurla doluyor, tarifi mümkün olmayan bir mutlulukla onu dinliyordum. Yüzümdeki saf gülümseme hiç gitmiyordu. Devamını anlatmayı isterdim fakat yapamam. Bu Işık Topu’nun özelidir, her hayal, kuran kişinin özelidir. Anlatmam terbiyesizlik olur. Masal bitince heyecandan olsa gerek, gülen bir dudak ve yanağımdan akan bir salya ile uyanmıştım. Görüşürüz bile diyemedim, birkaç gece sonra patladığını duydum.
 Fakat bu öykü, yazdığım bu şey, bu masaldan yola çıkılarak yazıldı. Aydınlığın karanlığa ihtiyacı vardır, hiçbir zaman teki yetmez bize. Etraf kararmadığı sürece aydınlık olmaz.
‘’Tıpkı gece gibi karanlığı aydınlatacak, aydınlığı karartacak.’’
 Lena’ya ve Işık Topu’na selam olsun!
Selam!